- Sürdürülebilirlik Kavramı ve Önemi
Sürdürülebilirlik kavramı, işletmelerin finansal kazanç hedefinin ötesinde, çevresel ve sosyal etkilerini göz önünde bulundurarak sürdürülebilir bir dünya için sorumluluk almalarını ifade eder. Bu kavramın önemi, doğal kaynakların korunması, toplumsal refahın artırılması ve gelecek nesillerin yaşam standartlarının güvence altına alınması üzerinde yatmaktadır. Şirketlerin sürdürülebilirlik kavramına uygun hareket etmeleri, yalnızca yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini değil, aynı zamanda toplumsal beklentilere ve çevresel gerekliliklere uyum sağlamalarını da gerektirir. Bu sebeple sürdürülebilirlik kavramının ve öneminin şirketlerin faaliyetleri için belirleyici olduğu söylenebilir.
- Uluslararası Hukuki Çerçeve
Ulusal sınırların ötesinde şirketlerin sürdürülebilirlik için hukuken yapması gerekenler uluslararası hukuki çerçeve tarafından belirlenmektedir. Bu çerçevenin içinde Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC) ve Paris Anlaşması gibi belirli antlaşmalar bulunmaktadır. Bu antlaşmalar şirketlerin çevresel ve sosyal sorumluluklarını, iklim değişikliği ile mücadelelerini ve sürdürülebilirlik hedeflerini yerine getirme konusundaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası standartları içermektedir.
2.1. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC)
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC), şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili 10 temel ilkeden oluşan bir çerçeve ortaya koymaktadır. Bu ilkeler arasında insan hakları, çalışma standartları, çevre koruma ve yolsuzlukla mücadele gibi konular bulunmaktadır. Şirketler UNGC ilkelerini benimseyerek sürdürülebilirlik konusundaki taahhütlerini ve uygulamalarını artırmakta ve bu sayede uluslararası alanda kabul görmektedirler.
2.2. Paris Anlaşması
Paris Anlaşması, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında ülkelerin taahhütlerini belirlemektedir. Bu anlaşma kapsamında şirketler de sera gazı emisyonlarını azaltma ve sürdürülebilir enerji projelerine yatırım yapma gibi önlemler alarak küresel iklim hedeflerine katkıda bulunmaktadır. Dolayısıyla şirketler, Paris Anlaşması çerçevesinde iklim değişikliğiyle mücadelede sorumluluk üstlenmekte ve sürdürülebilirlik için hukuken gerekli adımları atmaktadırlar.
- Avrupa Birliği Hukuku ve Sürdürülebilirlik
Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik konusundaki hukuksal çerçevesi, Yeşil Mutabakat olarak da bilinen Avrupa Yeşil Anlaşması tarafından belirlenmektedir. Bu anlaşma, AB’nin iklim değişikliği, çevresel sürdürülebilirlik, ekonomik büyüme ve toplumsal kapsayıcılık gibi alanlarda hedeflerine ulaşmasını hedefleyen kapsamlı bir stratejiyi temsil etmektedir. Yeşil Mutabakat, AB ülkelerinin ekonomik faaliyetlerini sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlamaktadır ve bu çerçevede çevresel ve sosyal sorumlulukları da ele almaktadır. Şirketlerin AB hukuku çerçevesinde sürdürülebilirlik için bu hedeflere uygun olarak hareket etmeleri ve Yeşil Mutabakat’ın getirdiği yükümlülükleri yerine getirmeleri gerekmektedir.
3.1. Yeşil Mutabakat
Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için belirlenen eylem planını içermektedir. Bu eylem planı, iklim değişikliği ile mücadele, doğal kaynakların korunması, kirliliğin azaltılması, yeşil ekonominin teşviki ve adil geçiş gibi konuları kapsamaktadır. Yeşil Mutabakat, AB ülkelerinin sürdürülebilirliği sağlamak üzere çeşitli sektörlerde ve faaliyetlerde önemli adımlar atmasını amaçlamaktadır. Şirketlerin de Yeşil Mutabakat kapsamında belirlenen hedeflere ulaşmak için çeşitli uygulamaları hayata geçirmeleri ve bu doğrultuda faaliyet göstermeleri gerekmektedir. Bu anlamda, Yeşil Mutabakat şirketlerin sürdürülebilirlik için hukuken yapmaları gerekenleri belirlemekte ve bu konuda bir yol haritası sunmaktadır.
- Türk Hukuku ve Sürdürülebilirlik
Türk Hukuku’nda sürdürülebilirlik kavramı çevre, iş sağlığı ve güvenliği gibi alanlarda düzenlemeler içermektedir. Şirketler, çevre mevzuatına uygun olarak faaliyet göstermekle yükümlüdür. Bu kapsamda atık yönetimi, su ve enerji tüketimi, hava kirliliği gibi konularda çeşitli düzenlemelere uymak zorundadır. Ayrıca iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı çerçevesinde, şirketler çalışanların güvenliğini sağlayacak önlemleri almaya ve iş kazalarını önlemeye yönelik yükümlülüklere sahiptir.
4.1. Çevre Mevzuatı
Çevre mevzuatı, Türk Hukuku’nda önemli bir yere sahiptir ve şirketlerin çevresel yükümlülüklerini belirler. Atık yönetimi, su ve enerji tüketimi, hava kirliliği gibi konularda çevre mevzuatına uygun olarak faaliyet göstermek zorunludur. Ayrıca çevre mevzuatı, çeşitli endüstriyel faaliyetlerin çevreye olan etkilerini sınırlandırmayı amaçlayan düzenlemeler içermektedir.
4.2. İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı
İş sağlığı ve güvenliği mevzuatı, çalışanların güvenliğini sağlayacak önlemleri almaya ve iş kazalarını önlemeye yönelik düzenlemeler içermektedir. Şirketler, bu mevzuata uygun olarak çalışma ortamlarını güvenli hale getirmek, çalışanlara gerekli eğitimleri vermek ve iş sağlığı ile ilgili riskleri belirleyip önlemler almakla yükümlüdür. Bu mevzuatın amacı, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını en aza indirerek çalışanların sağlığını korumak ve iş gücünün verimliliğini artırmaktır.
- Şirketlerin Hukuki Yükümlülükleri
Şirketlerin sürdürülebilirlik için hukuki yükümlülükleri, çevresel, sosyal ve ekonomik sorumlulukları kapsar. Bu sorumluluklar, hukuki çerçevede belirlenmiş olup, şirketlerin çevreye ve topluma karşı olan yükümlülüklerini düzenler. Ayrıca, şirketlerin sürdürülebilirlik ilkelerine uygun hareket etmelerini sağlar ve bu konuda yasal düzenlemelere uyumlarını zorunlu kılar.
5.1. Çevresel Yükümlülükler
Şirketlerin çevresel yükümlülükleri, doğal kaynakların korunması, atık yönetimi, emisyon kontrolü, çevre kirliliğinin önlenmesi ve doğal yaşamın korunması gibi konuları kapsar. Çevresel yükümlülükler, çeşitli ulusal ve uluslararası mevzuatlar ile belirlenmiş olup, bu mevzuatlara uygun olarak hareket etmek zorunluluğunu getirir. Ayrıca şirketlerin çevresel etkilerini azaltmak için çeşitli politikalar ve uygulamalar geliştirmesi de yine çevresel yükümlülükleri kapsar.
5.2. Sosyal Yükümlülükler
Şirketlerin sosyal yükümlülükleri, çalışan hakları, insan hakları, toplumun refahı, eğitim, sağlık hizmetleri gibi konuları kapsar. Sosyal yükümlülükler, şirketlerin çalışanlarına karşı sorumluluklarını, topluma karşı olan etkilerini ve sosyal sorumluluklarını düzenler. Ayrıca şirketlerin iş sağlığı ve güvenliği konusunda yasal düzenlemelere uyum sağlaması ve çalışanların haklarını koruması da sosyal yükümlülükler kapsamında değerlendirilir.
- Sürdürülebilirlik Raporlama ve Denetim
Şirketler sürdürülebilirlik raporlama ve denetimi yaparken uluslararası kriterleri takip etmelidir. Global Reporting Initiative (GRI) tarafından belirlenen standartlar, şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını raporlamak ve bu konuda hesap verebilirliklerini artırmak için kullanılır. Sürdürülebilirlik raporlaması, şirketlerin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini ölçmek ve paydaşlarına sunmak için önemli bir araçtır. Ayrıca, bu raporlamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini sağlamak için sürdürülebilirlik denetimi yapılması gerekmektedir.
6.1. GRI Standartları
GRI standartları, şirketlerin sürdürülebilirlik performansını ölçmek ve raporlamak için uluslararası geçerliliği olan bir çerçeve sunar. Bu standartlar, çevresel, ekonomik ve sosyal konularda şeffaflık ve hesap verebilirlik sağlamak için belirlenmiştir. GRI standartları, şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili temel performansları ve etkilerini ölçmek, analiz etmek, raporlamak ve denetlemek için kullanılır. Ayrıca, bu standartlar, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlamalarını karşılaştırılabilir ve güvenilir hale getirerek paydaşlarına sağlam bir temel sunar.
6.2. Sürdürülebilirlik Denetimi
Sürdürülebilirlik denetimi, şirketlerin sürdürülebilirlik performansını, faaliyetlerini ve raporlamalarını denetleyen bir süreçtir. Bu denetim, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlarının doğruluk ve güvenilirliğini sağlama amacı taşımaktadır. Ayrıca, sürdürülebilirlik denetimi, şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını iyileştirmelerine yardımcı olacak önerilerde bulunabilir. Bu süreç, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlamalarının paydaşlarına sağlam ve güvenilir bilgiler sunmasını sağlar ve şeffaflık ve hesap verebilirliklerini artırır.
- Hukuki Uyuşmazlıklar ve Çözüm Yolları
Şirketler sürdürülebilirlik için hukuken karşılaşabilecekleri uyuşmazlıkları çözmek için alternatif yollar bulunmaktadır. Hukuksal sorunların çözümünde mahkeme dışı uyuşmazlık çözüm yolları, arabuluculuk, uzlaştırma ve tahkim gibi yöntemler tercih edilebilir. Bu alternatif çözüm yolları, taraflar arasındaki iletişimi artırarak, uzun süren yargı süreçlerinden kaçınmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, işbirliği ve uzlaşma temelli yaklaşımlar sayesinde taraflar arasındaki ilişkilerin korunması ve şirketlerin itibarının korunması da mümkün olabilir.
7.1. Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları
Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları arasında en yaygın olanı arabuluculuk ve uzlaştırmadır. Arabuluculuk, taraflar arasında anlaşmazlığı çözmek için tarafsız bir üçüncü kişinin yardımını içerir. Tarafların anlaşmaya varması durumunda mahkeme dışı bir çözüm sağlanmış olur. Uzlaştırma ise, taraflar arasında anlaşmazlıkları gidermek için uzlaştırıcı tarafından yapılan görüşmelerle gerçekleşir. Bu yöntemler sayesinde hukuksal süreçlerin zaman alıcı ve maliyetli olabilecek yönlerinden kaçınılarak, şirketlerin sürdürülebilirlik amacıyla daha etkin bir şekilde uyuşmazlıkları çözmelerine olanak tanınabilir.
- Sonuç ve Öneriler
Şirketler sürdürülebilirlik için hukuki yükümlülüklerini yerine getirirken, uluslararası, Avrupa Birliği ve Türk hukuku çerçevesinde belirlenmiş olan çevresel ve sosyal standartlara uyum göstermelidirler. Aynı zamanda sürdürülebilirlik raporlama ve denetim standartlarına uygun olarak faaliyet göstermeleri gerekmektedir. Şirketlerin çevre mevzuatına, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uyum sağlamaları, uluslararası sözleşmelere ve Yeşil Mutabakat gibi Avrupa Birliği politikalarına uygun hareket etmeleri gerekmektedir. Hukuki uyuşmazlıklar durumunda alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kullanılarak hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi sağlanmalıdır. Bu noktalar göz önünde bulundurulduğunda, şirketler sürdürülebilirlik için hukuken sorumluluklarını yerine getirebilirler.
Av. Kübra KESKİN, MIT