TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMA STANDARTLARI
Genel Olarak Sürdürülebilirlik
Şirketlerin kâr elde etme amacı güden organizasyonlar olduğu tartışmasız olsa da bu amaca ulaşırken çevre ve toplum üzerindeki etkileri göz ardı edilemez. Yalnızca karlılığı hedefleyen şirketlerin çevreye ve topluma zarar vermesi kaçınılmaz bir gerçektir. Sürdürülebilirlik, şirketlerin finansal performanslarının yanında; çevre kirliliği, iklim değişikliği ve küresel ısınma gibi önemli çevre sorunları ile toplumsal eşitsizlik ve insan hakları ihlalleri gibi meseleler hakkında izledikleri politikaların değerlendirilmesini ve bu konuların raporlanmasını gerektirir. Sürdürülebilir ilkelere sahip bir şirketin çevreye, gelecek kuşaklara ve topluma karşı sorumlu davranması amaçlanmaktadır.
Uluslararası Düzenlemelerde Sürdürülebilirlik
Küresel tedarik zincirlerinde kurumsal faaliyetlerin çevresel ve sosyal haklara etkilerine özen yükümlülüğünün tesis edilmesine yönelik AB yasal çerçevesini hazırlayan Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi taslağı Avrupa Komisyonu tarafından 23.02.2022 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Mevzuat ile AB’de faaliyet gösteren belli büyüklükteki firmalara özen yükümlülüğünü şirket politikalarına entegre etme, faaliyetlerinin sosyal ve çevresel etkilerini tespit etme, potansiyel olumsuz etkileri önleme ve azaltma, mevcut olumsuz etkileri ortadan kaldırma ve bunları raporlama zorunluğu getirilmesi, özen yükümlülüğünün kendilerinin ve iştiraklerinin faaliyetlerinin yanı sıra değer zincirlerine de uygulanması amaçlanmaktadır.
Küçük ve orta ölçekli şirketler (KOBİ) doğrudan direktif kapsamında olmamakla birlikte, kapsama giren büyük şirketlerin tedarikçisi veya alt sağlayıcısı olan KOBİ’ler de mevzuat hükümlerinden etkilenebilecektir.
Özen yükümlülüğünün şirketlerin temel faaliyetlerinin bir parçası olması için, direktif kapsamındaki şirketlerin, kurumsal sürdürülebilirliğin şirket politikasının bir parçası haline getirmesi, alınan kararların çevreye, insan haklarına ve sosyal haklara etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
AP pozisyonuna göre, kapsam dahilindeki şirketlerin Paris Anlaşması uyarınca küresel ısınmanın 1.5°C ile sınırlanması amacıyla ekonomik faaliyetlerine ilişkin bir dönüşüm planına sahip olması gerekmektedir.
Yaptırımlar ve denetim mekanizması açısından kurallara uymayan şirketlerin zararlardan sorumlu olması ve ulusal denetim makamları tarafından yaptırıma tabi tutulması; yaptırımların ifşa etme, mallarının piyasadan çekilmesi veya dünya çapındaki net cirosunun en az %5’i kadar para cezası gibi önlemleri içermesi; ayrıca kurallara uymayan AB üyesi olmayan ülke şirketlerinin AB’de kamu ihalelerine girmesinin yasaklanması öngörülmektedir.
Türkiye’de Sürdürülebilirlik
Şirketler hukukunda sürdürülebilirliğe ilişkin temel düzenleme TTK m. 88’e 2022 yılında eklenen 6. fıkradır. Hükme göre “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, belirlediği işletmeler ve kuruluşlar için uygulamada birliği ve sürdürülebilirliğe ilişkin raporlamaların uluslararası alanda geçerliliğini sağlamak amacıyla uluslararası standartlarla uyumlu olacak şekilde Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlemeye ve yayımlamaya yetkilidir. Belirli alanları düzenlemek ve denetlemek üzere kanunla kurulan kurum ve kurullar, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına uygun olmak şartıyla, kendi alanları için geçerli olacak standartlarla ilgili olarak ayrıntıya ilişkin düzenlemeler yapabilir.” denilmektedir.
Diğer bir düzenleme ise Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca 03.01.2014 tarihli 28871 sayılı Resmi Gazete’de Kurumsal Yönetim Tebliği (KYT) ve 30.12.2011 tarihli ve 28158 sayılı Resmi Gazete’de Kurumsal Yönetim İlkeleri (KYİ) yayımlanmıştır. Bu metinlerde, “uy veya açıkla” ilkesi egemen olsa da sınırlı sayıda emredici hükümlere yer verilmiştir. Emredici hükümler, şirketin yönetim yapısı ve şirket ile pay sahibinin ilişkisini konu almaktadır.
Sürdürülebilirlik ile ilgili önemli olan ilkelerden biri “kamuyu aydınlatma” ilkesidir ve SerPK m. 128/1-b kapsamında ele alınır. Konunun ESG ve sürdürülebilirlik ile ilişkisi esas olarak ikincil mevzuatta (KYT ile KYİ) düzenlenir.
Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu’nun global S1 ve S2 sürdürülebilirlik raporlama standartlarıyla tam uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ve “Uygulama Kapsamına İlişkin Kurul Kararları” 29 Aralık 2023 tarih ve 32414 sayılı Mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nın uygulanmasına ilişkin karara göre “Sürdürülebilirlik Raporlaması”, belirlenen kapsama tabi işletmelerden, aşağıda belirtilen ölçütlerinden en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki raporlama döneminde aşan işletmeler için 01/01/2024 tarihinden itibaren zorunlu hale getirilmiştir.
Genel bir tanımlama yapmak gerekirse Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS), Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yayımlanan ve şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) performanslarını değerlendirmeleri için kullanılacak standartlardır.
TSRS kapsamında belirlenen eşik değerler ise şöyledir:
Çalışan sayısı: 250 kişi
Aktif toplam: 500 Milyon Türk Lirası
Yıllık net satış hasılatı: 1 Milyar Türk Lirası
TSRS’nin uluslararası standartlarla uyumlu olması, Türk işletmelerinin küresel piyasalarda rekabet edebilirliğini arttıracaktır. Ayrıca, bu standartlar yatırımcıların ve diğer paydaşların şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını daha net bir şekilde değerlendirmesine sağlayacaktır.
Söz konusu düzenlemelerin ihlal edilmesi halinde TTK m. 553 kapsamında yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun doğup doğmayacağı tartışmalı bir husustur. Öğretide şirket menfaatinin farklı şekillerde yorumlanması ile sonuca varılmaya çalışılmaktadır. Şirketler hukukunda süreklilik, işletmenin sürekliliği ekseninde ele alınır. Şirketin kendi sürekliliğini sağlarken toplum ve çevrenin sürekliliğine zarar vermemesi esastır. Yönetim kurulu üyelerinin de bu sürekliliği sağlamakta sorumlu olduğu sonucuna varmak yanlış olmayacaktır.
Av. Enes Aliş, LL.M.